Bir Mit: Çevir-Aç Kapak

Bir Mit: Çevir-Aç Kapak

Şarap almak üzere market reyonunda geziniyorsunuz. Beyazlar, kırmızılar, rozeler, köpüklüler… Şarap stili kadar markaların çokluğu ve fiyatların farklılığı da kafanızı karıştırıyor. Mantarlı şişelerin arasında bir yerlerde çevir-aç kapaklı olanlar de dikkatinizi çekiyor. ‘Bu şişelerde mantar yok, böyle şarap oluyor muymuş?’ diyerek bir tanesini elinize alıp bakıyorsunuz. Evirdiniz çevirdiniz; acaba rengi, tadı, dokusu kapak mantar olmayınca yine aynı oluyor mu? Tereddüttesiniz. ‘Ya kalitesiz bir şey çıkarsa, param da boşa gidecek‘ rafa şişeyi geri koyuyorsunuz. Her zamanki tercihiniz ile eve dönüyorsunuz.

Mantarın Hakimiyeti

Mantar yaşayan bir nesne olarak değerlendirildiğinden şarapla temas ettiği süre boyunca oksidasyonuna yardımcı olması, olgunlaşmaya ve yıllandırmaya imkan vermesi nedeniyle üretici tarafından hiç tartışmasız yüzyıllar boyunca tercih edildi.

Tüketici ise geleneksel bir bakış açısıyla şaraba yaklaştığından mantar tıpaya kayıtsız şartsız güvendi. Mantarlı bir şişe açmanın zerafetini hatta üstünlük hissini de hep taşıdı.

Ne Değişti?

Üretici tarafında; şarap şişesini tabiri caizse kilitlemek için kullanılan geleneksel yöntem mantara karşı çevir-aç kapaklar zamanla tercih sebebi olmaya başladı. Bu tercihte bir kaç faktör rol oynadı:

* Mantar genellikle Portekiz ve İspanya’daki meşe ağaçlarının ortalama 7 yılda kalınlaşan kabuklarından elde ediliyor,

* Kaliteli mantar temin etmek zamanla güçleşiyor,

* Şarapları kapatacak iyi mantar, şarabın maliyetinde hatrı sayılır bir kalem oluşturuyor,

* Tıpalamadan önce sterilizasyon aşamasında kullanılan klorlu malzemelerin mantara geçmesi ve şaraba karışması nedeniyle şarabı bozarak aromalarını kaybettiriyor.

Yüksek maliyetine karşın ürününde bozulma riski yaşayan üreticiler bir çözüm üretmek gerçeği ile karşı karşıya kalıyor. Bu noktada yeni dünya şarapçılığını eski dünyadan ayıran bir başka husus karşımıza çıkıyor. Avustralyalı ve Yeni Zelandalı üreticiler çevir-aç kapak ile farklı bir çözüm sunuyorlar. Şişenin ağız kısmı oksijenden arındırıldıktan sonra bu kapakla kapatılarak havayla teması tamamen önleniyor. Eski dünyanın güçlü Fransız üreticileri dahi beyaz ve rozelerinde bu kapağa yatırım yapıyorlar. Özellikle genç içilecek şaraplarda çevir-aç kapak kolaylığı ile tüketimi bir bakıma hızlandırıyor. Yerli markalarımızdan da yönelim sözkonusu.

Tüketici açısından baktığımızda ise; özellikle tadım boylarında şişelenen farklı üzümlerden farklı stillerde yapılmış çok sayıda ürünün denenmesi mümkün hale geliyor. Hem de yerli ve yabancı alternatifler ile birlikte daha da ulaşılabilir durumda. Taşıma ve açma açısından oldukça pratik; nerede, kiminle, hangi ortamda iseniz tüketimi kolaylaştırıyor yanınıza tirbuşon almak zorunda kalmıyorsunuz. Mantarı çıkartamayıp şişede parçalanmasına yol açanlar, şarabı çabucak yudumlamak için sabırsızlananlar ve benim gibi eliyle derdi olanları fazla uğraştırmadan hemen imdada yetişmesi de cabası:)

Çevir-aç kapaklı şarapların kalitesiz olduğuna dair önyargılar kırıldıkça, tüketiciler üretici perspektifi ile bakmaya başladıkça bilinçli tercihlerin bir parçası olacağına inanıyorum.

Bundan sonraki alışverişinizde sözlerimi hatırlayın, bir istisna yapın, pişman olmayacaksınız.

Yorum Yap

Your email address will not be published.