Yemeğinizin tam ortasında, hem de iştahla yerken, şarabınız bitse ne yaparsınız? Benim için dün akşam tam da bu yaşandı. Allahtan köfteleri sıcakken afiyetle yemiştim, sıra soğuklara gelmişti. Ana yemeğin ardından zeytinyağlım bulunmadığından mezeleri sona bırakmıştım; tam da bu sırada kırmızı şarabımın şişenin son damlasında olduğunu farkettim.
Meze bizim sofra kültürümüzde başlangıçtır, tatlış atıştırmalıklardır. Keyifli sohbetlerin girizgahı, tokuşturulan kadehlerin en lezzetli eşlikçileridir. Midelerimizi ana yemeğe hazırlar, kimi zaman ise öyle bir doldurur ki canınız başka hiç bir şey istemez.
Hemen dolaba yöneldim ama canım artık yeniden ‘kırmızı’ tonları ile devam etmek istemiyordu; kış olmasına rağmen oldukça güneşli ve ılık giden bir Şubat akşamında bir freshlik çekti damağım.
Dün akşam bu durumda “bir sonraki en iyi” tercihim olarak hızla Pamukkale Artı Cabernet Sauvignon Roze’sine gitti elim. 2019 rekolte, berrak pembe görünümlü şarabı biraz havalandırınca ağzımdan çıkan ilk şey ‘tertemiz’ oldu. Neden mi ?
Çünkü daha burnumu kadehe daldırmama bile gerek kalmadan duyduğum rahiyalar ilk yudumda dilimin ve ağzımın tüm hücrelerine yayıldı. Çilek, ahududu gibi kırmızı meyve aromalarına sanki pespembe güllerin kokusu karışıyordu. Cabernet Sauvignon üzümünün belirgin tanenlerinden uzak, yer yer baharatımısı izler de alabildiğim, orta alkol seviyesinde, sek bir şaraptı. Canlı bir asiditede, diri ve uzun bitişli.
İyi ki mezelere geçerken bitmiş kırmızım, dedim kendime. Yoksa bu canlılığa bu günlerde tesadüf etmiş olamayacaktım. Sıcak/soğuk başlangıçlardan yumuşak kuzu etlerine eşleşmesi yapılabilir. Şişenin devamını başka bir eşleşmeye ihtiyaç duymadan tek başına keyifle tükettim. İlkbaharın gelişiyle sonbaharın son günlerine kadar sofralarınızda yer alacak kaliteli bir Roze!
Etiketine baktığımda ise Güney’deki bağlarından sabah serinliğinde hasat edilen üzümlerin şaraphaneye getirildikten sonra o serinliği korumak amacıyla ortam ısısının 3 dereceye düşürüldüğünü, 1 gün dinlendirildikten sonra işlenmeye başlandığını öğrendim. Şarap yapımına dair teknikleri paylaşan ve sonunda da Güney’e şükranlarını sunan üreticiyi bir kez daha takdirle andım.
Yorum Yap